Türkiye kendisi için belli bir hüviyet tesbit edip bu hüviyet çerçevesinde beliren hedeflere göre kendini intibak ettirmiş değildir. Uzun, yıpratıcı bir Batılılaşma hareketi Türkiye'ye bazı şeyler getirmiş, fakat bunda başarılı olunamamıştır.
Meseleye geniş bir perspektivden bakacak olursak, milli kültür davasını Batılılaşmanın bir gereği sayabiliriz. Çünkü bizim örnek aldığımız Batı ülkeleri milli kültür esasına göre kurulmuşlardır; kültür sahasındaki faaliyetlerin büyük bir kısmı da yeni nesilleri bu kültürün temel kıymetleriyle yetiştirmektir. O kadar ki, bu ülkelerde bütün ilk ve orta tahsilin ana gayesi topluma yeni giren büyük kitlelere ortak değer vererek bir şekil kazandırmak, kısacası iyi insan ve iyi vatandaş yetiştirmektir.
Milli kültürümüze yabancı kültürler karşısında bağımsız ve itibarlı bir şahsiyet kazandırmanın en önemli şartı; bu kültürü çağdaş standartlar karşısında değerlendirebilecek insanlar yetiştirmek, bu insanlardan meydana gelen araştırma kurumları ve eğitim müesseselerine her türlü resmi ve özel imkanı sağlamak, bunları yaparken de mordern insanın kültürel ihtiyaçlarına cevap vermek durumunda olduğumuzu hiçbir zaman akıldan çıkarmamaktadır.