Dante 1265 yılında doğar. Ebeveynleri hakkında söylenecek çok söz yoktur. Onlar hakkında elimizde neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Görünüşe göre, şair annesini erken yaşta kaybetmiştir. Nerede öğrenim gördüğü hakkında çok az şey bilinir; ama gerçek şu ki Dante, eserlerinde çok yönlü ve derin bilgiye sahip ve o sırada mevcut olan tüm bilimsel bilgilerde ustalaşmış bir adam olarak karşımıza çıkar. Muhtemelen manevi servetinin çoğunu dışarıdan yardım almadan kendi başına halleder. Ne de olsa bir dâhi kendi kendinin öğretmeni ve eğitimcisidir…
Genç Dante’nin hayatında yaşamış olduğu göze çarpan olaylardan bir tanesi Beatrice’e olan aşkıdır. Onu ilk olarak çocukken görmüştür. O dönemde kendisi dokuz, o ise sekiz yaşındadır. Şairin ifadesine göre “genç bir melek” çocukluğuna yakışır bir elbiseyle gözlerinin önünde beliriverir. Beatrice kırmızı bir elbise giymiş ve üzerine kemerini takmıştır. Dante ona ilk görüşte âşık olmuştur. Şair bu konu hakkında şöyle der: “Bana bir ölümlüden çok tanrının kızı gibi gelmişti. Onu gördüğüm andan itibaren aşk kalbimi ele geçirdi. Ona karşı koyacak gücüm yoktu ve heyecan içinde titrerken bir ses duydum: ‘İşte senden daha güçlü ve sana sahip olacak varlık...’” Fakat Beatrice erken yaşta hayatını kaybeder ve Şair yalnız kalır ve kendini felsefe gibi başka uğraşlara adar. Beatrice karşı olan duygularından dolayı en büyük eseri -İlahi Komedyayı- yazar. İlahi komedyasında yaratmış olduğu cennet, cehennem ve araf figürleri çağdaşlarının kat ve kat ilerisindedir.
Şair, 14 Eylül 1321’de 56 yaşında ölür. Chino da Pistoia, Dante’nin ölümüne yürekten bir beste yapar: “Herkesin hayallerinin bir yansımasını bulduğu suda kaynak kurumuş… Şimdi bize aşk şüphelerinden engin bilgilere giden kesin yolu kim gösterecek?” der.