Demokrasiyi de kalkınmayı da belirleyen temel kavramlar içinde, hukukun üstünlüğü ve eğitim önemli yer tutar. Katılımcı demokrasi ve hukukun üstünlüğü, aynı zamanda medenileşmenin bir göstergesi olmakla birlikte, ekonomik kalkınmanın da temel altyapısıdır.
Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, halkın refahı için GSYH’da büyüme tek başına yeterli olmaz. Ayrıca hukuk ve demokrasi değerleri de kapsayan ülke kalkınması sağlanmalıdır.
Söz gelimi, petrol üreten bazı Arap ülkelerinde olduğu gibi, gelir artışı yüksek ve fakat yaşam kalitesi düşük, katılımcı demokrasiye sahip olmayan bir toplum gelişmesini tamamlamış bir toplum değildir.
Son yıllarda dünyada artan despot yönetimler, ister seçimle isterse darbe ile gelsin, ya da bir Emir veya bir kral olsun, başta kalabilmek için devlet imkânlarını kullandırmak ve dağıtmak, popülizm yapmak zorundadır. Popülizmde kaynaklar etkinlik kriterlerine göre değil, siyasi hedeflere göre dağıtıldığı için büyüme de sağlanamaz.
Despotik rejimlerde eğitim de diktatörün ideolojik çizgisinde olur. Eğitimsiz kalkınma sağlanamaz. Tarihi gerçekler bize, demokrasi, insan hakları ve siyasi özgürlüklerin gasp edildiği toplumlarda, toplumsal tepkilerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
Medyanın tamamıyla çöktüğü bir konjonktürde, kitabımın demokrasi ve kalkınmamız için, bir çoban ateşi anlamı taşıyacağına inanıyor; tarafsız ve objektif olmasına çalıştığım düşüncelerimin insanlık için demokrasi ve kalkınma bilincini bir adım ileri taşımasını umuyorum.
(Prof. Dr. Esfender Korkmaz)