“Sahne demokrasisi, devlet oyununu sahneye koymak için belli başlı yöneticileri bu oyunun aktörü yapan, halkı da sadece oy verme sırası gelince sahneye çıkaran demokrasinin adıdır. Ama şimdi halk sahneyi hepten terk etmeye başlıyor. Egemen halk, yönetenlere, demokratik kurumlara ve partilere artık güvenmiyor.(...) Demokrasi hatalarını barışçı yollarla düzeltme imkânı veren yegâne sistemdir. Yeter ki onu düzeltmek isteyin. Yoksa ikiyüzlülüğün gölgesi onu bir sahne demokrasisine dönüştürür ve halkı egemenlikten mahrum bırakır.”
Emilio Gentile ile söyleşi, La Repubblica, 14 Ekim 2016 Bugün hemen hemen bütün ülkelerde, siyasal partiler ve siyasal hareketler kendilerini demokrat olarak tanımlıyor. Abraham Lincoln demokrasiyi “halk tarafından, halk için, halkın yönetimi” olarak tanımlamıştı. Günümüz demokrasilerinde durum böyle mi? Ünlü bir
faşizm tarihi uzmanı olan Emilio Gentile, şimdi halkın ancak bir sahne demokrasisinde küçük bir rol alabildiğini iddia ediyor. Oy verme sahnesine sıra gelince halk sahneye çıkarılıyor, sonra hemen sahneden indiriliyor. Bu nedenle, partiler ve hükümetler oligarşisi, siyaset sınıfı içinde yolsuzluk, liderlerin demagojileri, halkın ilgisizliği, kamuoyu manipülasyonları, reklama dönüşen siyasal kültürün bozulması öne çıkıyor. O çok övülen temsilî demokrasi ve halkın egemenliği birçok yerde sahne demokrasisine dönüşmüş durumda.
Günümüz demokrasilerinin bu özellikleri salt içinde bulunduğumuz dönemin koşullarının bir sonucu mu? Gentile, bu özelliklerin demokraside doğuştan var olduğunu gösterip, bunlara karşı mücadelenin demokrasiyi esas diri tutan etmen olduğuna işaret ediyor.