Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de “diaspora” kelimesi, bireyler veya gruplar ile topraklar, devletler, milletler veya kendilerini özdeşleştirdikleri halklar arasında var olan herhangi bir bağlantının bildirilmesi söz konusu olduğunda sık kullanılan bir kelime olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu terim artık siyaset, ekonomi, gazetecilik ve hukuk sözlüklerinin bir parçasıdır ve kullanımı yalnızca bu alanların her birinde, yalnızca göç boyutunun çok ötesinde, aynı zamanda tarihiyle yakından bağlantılı ilk anlamı olan Yahudi halkının çok ötesinde artmaktadır. Bu kavramın kullanımı, çok uzun vadede dâhil olmak üzere izlenebilecek bir geçmişe sahiptir. Stéphane Dufoix, bu çalışmasında, ilk kez MÖ 3. yüzyılda ortaya çıkan “diaspora” kelimesinin, son otuz yılda, genellikle mevcut dünyamızın karmaşıklığını kavramak için ideal olarak kabul edilen çağdaş bir konseptte nasıl geliştiğini ustaca
izliyor. Bu eser MÖ 3. yüzyılda kelimenin oluşumundan en son dönüşümlerine ve “iyi uygulamalara” görüşüne kadar bu kullanımların coğrafyasını takip etmeyi amaçlayan ilk akademik çalışmadır. Yazar, “diaspora” kavramının iki bin yılı kapsayan tarihçesini semantik, tarih ve sosyolojinin eşi benzeri görülmemiş bir kombinasyonu ile disiplinler arası bir yöntemle incelemektedir. Stéphane Dufoix, belki de paradoksal olarak, tam olarak anlaşılamamışken yerel dillere girmiş bir kelimenin tarihsel sosyosemantiğini araştırıyor.