Her şey birdenbire oldu! Türümüzün yeryüzündeki istilası, 2019 sonbaharında başlayan Kovid-19 pandemisiyle, bütün dünyadaki toplam ağırlığı 1 gramı bile bulmayan bir virüs tarafından geçici olarak durduruldu. Hayat önce durdu, sonra farklılaştı, rutinlerimiz değişti, sözlüklerimize yeni sözcükler eklendi. “Zoom” bunlardan biri örneğin. Yüz yüze iletişimin yerini alan dijital iletişim, sosyalleşme anlamında kolaylıklar getirse de hepimizi çok yordu! Omuzlarımızdaki yük her zamankinden ağır şimdi. İş hayatımız da ev hayatımız da dijital dünya tarafından 7/24 süren bir işgal altında.
Bu konuda hepimiz hemfikiriz ama içinde bulunduğumuz durumda neler yapabiliriz? İşte Dijital Yorgunluk bu konuyu enine boyuna ele alıyor; sorunlar ve çözümler konusunda yalnız olmadığımızı gösteriyor, gayet pratik ve rahatlatıcı önerilerde bulunuyor.
“Yorgunluk toplumunun ‘sürü insanı’ndan; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bireye giden yolda önce ayaklarımıza ve ruhumuza geçirilen prangalardan kurtulmamız gerekiyor. Ekranların bizi yutmasına izin vermeden, içimize gökyüzünü çekebilmemiz, hayata ve canlılığa dokunabilmemiz lazım.”