Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da kısaca DEHB, günümüzde çocuk ve ergen psikiyatrisinde en sık konulan tanılardan biri. Pek çok kişi bu sebeple, onun yaramaz veya tembel çocuklar için kullanılan moda bir kavram olduğunu düşünüyor. Peki DEHB tam olarak ne anlama geliyor? Gerçekten ebeveynlerin yetiştirme hatalarını ya da çocuğun karakter zaaflarını örtbas etmeye hizmet eden kullanışlı bir etiket mi, yoksa üzerine ciddiyetle eğilinmesi gereken bir sağlık sorunu mu? DEHB kişinin kendisiyle, aile üyeleriyle ve sosyal çevresiyle ilişkilerine nasıl yansır? Bu durumdan mustarip kişiler hangi duygudurum bozukluklarından etkilenirler? Odaklanma ve dürtüsellik neden temel bir zorluk olarak günlük hayata damga vurur? Çocuklarda ve yetişkinlerde aynı tanı kıstasları mı geçerlidir, yoksa semptomlar yaşla değişir mi? İlaç tedavisi kaçınılmaz mıdır, diğer seçenekler nelerdir? Fiziksel aktivitenin DEHB’yi yönetmekte nasıl bir rolü vardır? Tehlikeli davranışlar ve alışkanlıklar DEHB’lilerde daha mı sık görülür? DEHB’nin olumlu özellikleri nelerdir ve toplum açısından nasıl bir potansiyele sahiptir?
Psikosomatik hastalıklar ve psikoterapi uzmanı Astrid Neuy-Bartmann, Çocuklarda ve Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Tanı ve Baş Etme Yolları’nda, okuru DEHB’nin temel semptomlarıyla ve farklı tedavi yöntemleriyle tanıştırıyor. En yeni bilimsel bilgileri dikkate alarak konunun sadece uzmanlarca değil, DEHB’liler ve yakınları tarafından da hızla kavranmasını sağlıyor. Günlük hayatta karşılaşılan ve ilişkileri çıkmaza sokan çeşitli sorunları gidermek için vazgeçilmez bir başucu kitabı.