Bir medeniyetin bütün verileri, yaşanılan çağın bir yorumudur; Osmanlı dönemi mimarisi, müziği, geleneksel sanatları hakkında övücü iltifatlarda bulunulurken, o devrin edebiyatı hakkında sadece karalamacı, hafife alıcı, yok sayıcı bir üslup kullanmak akıl kârı değildir. Mimar Sinan’ın taşla yaptığını Karahisarî yazıyla (hatla), Bâkî kelimelerle, Levnî renklerle, Itrî seslerle (notalarla) yapmıştı. Bize düşen bu çok katmanlı miras karşısında, anlama yetimizi kullanarak sonuçlar çıkarmaktır. Övmenin kolaycılığına, yermenin basitliğine düşmeden anlamaya çalışarak ve ömür törpüsü çabalar içerisinde didinmeyi göze alarak yapılacak çalışmalar, çalışılan alan ne kadar hafif görülürse görülsün insanı içten sarsan pek çok hakikatin tecellisine vesile olur. Bu kitapta, daha ziyade Osmanlı dönemi edebiyatımızın, yaşanan hayatla ilişkili ama bugünün insanına da seslenen metinleri üzerine yazılmış çeşitli yazılar bulacaksınız.