Herkes bilsin, annemin kara gözleri sırf kendine daha çok benzemek için değişen bir kumsal.
Herkes bilsin, babamın miyop, sarı-yeşil gözleri gelişimden ve varlıktan yoksun bir deniz: Babam sürekli değişiyor, ama hep aynı.
Herkes bilsin, babamla annem dansta bir araya geldiler, ama bunun da ölümü erteleyen bir törenden ibaret olduğunu biliyorlar.
Meksika için öngörülen bütün felaketlerin gerçekleştiği 1992 yılı, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’yı keşfinin de 500. yıldönümü. Gökten zehir yağan, siyasetçilerin kitleleri bilinçsizleştirme yoluyla zapt ettiği, ABD’nin sömürge politikalarına artık tamamen teslim olmuş Meksika’nın geçmişini olduğu kadar geleceğini de gören Kristof’un anlatısı bu. Anne rahmindeki Kristof doğmayı beklerken isimlerin esrarını çözmeye uğraşacak, bilinmeyene karşı savaşacak, dilleri karıştıracak, soracak, konuşacak, hayal kuracak, insanlara kendilerinin başka bir imgesini sunacak, aynı kalarak dönüşüme uğrayacak…
Yirminci yüzyılın en özgün romanlarından Doğmamış Kristof, Carlos Fuentes’in deneysel üslubuyla acımasız alaycılığını buluşturan benzersiz bir eser.
#epikroman #kristofkolomb #yenidünya #meksika #emperyalizm