"Jack London", başeserleri arasında sayılan bu romanı kolay yazmadı. Çürümesi, solması, yaprak dökümüyle, filizlenmesi, hasatıyla bir insan tarlası halindeki "Doğu Yakası"nda, kendisi de diğer işsizler gibi günü gününe ve çoğunlukla aç, ekmeksiz olarak yaşadı. Bu en acımasız gerçekliğin bütün eziciliğini kendi sırtında duydu. Acılara malolmuş bu gözlemleri romanlaştırdığı zaman dünya kamuoyu büyük bir şaşkınlık duymuştu. Bütün bunlar gerçek olabilir miydi? "Jack London’un usta kalemi gerçeği bütün çıplağıyla ama estetik yetkinlikle sergilemektedir.