Dönüyor Zaman, fırtına sonrasında ortaya çıkan bir mağarada iki gün içinde yaşanan olaylarla açılır: Palancı Emin'in hazine bulmak için daldığı bu dehlizlerde otuz yıldır donmuş bir tarih öylece durmaktadır. Orada Kuvvacıların, kadın çetecilerin, muhacirlerin, mübadillerin, Birinci Dünya Savaşı'nın ve Milli Mücadele kaçaklarının anıları vardır. Romanda ayrıca Yunan iç savaşı, köy enstitülü öğretmenler, Bombay'da esir düşenler, Kore'de yitirilen askerler ve geçmişi araştıran sanat tarihçileri de kendilerine bir yer bulurlar.
Gürsel Korat, Kapadokya Dörtlüsü'nün ilk adımını otuz yıl önce Zaman Yeli ile atmıştı. İkinci adımda Güvercine Ağıt (1999) ve üçüncü adımda Kalenderiye (2008) romanlarıyla derin Anadolu'nun katmanlarını yavaş yavaş ve sabırla araladı.
Yazar, edebiyatımızda büyük ses getiren ödüllü bir roman serisini, Dönüyor Zaman'la tamamlıyor. Geçmişteki anlara ve insanların yaşamlarına özgün bir kavrayışla yaklaşan bu romanlar, Anadolu'nun yedi yüz yıllık tarihini, bir sanatçının sezgisiyle yeniden inşa ediyor.
Burada anlattıklarım, duracak, duracak ve derken bir bakış damlayacak üstüne. Anlattıklarım durgun sudaki halkalar gibi dalga dalga yayılacak. Bir gün yeniden okuyacaksın yazdıklarımı, bakışını bu sayfaların üstüne düşüreceksin. Sen düşürmezsen başkası düşürecek. Çünkü yazı kısa bir an için canlanan ölümdür. Zamanı geri döndürür.