"Gene biz cezalandırılacağız! Cezaya alışığız biz. Anımsayabildiğimiz ilk ceza yüzlerce yıl önceydi: Hunlar'ın yüce hakanı Attila'nn büyük akınına bağladığı ve bizi koca ordusunun yük taşıyıcı köleleri haline getirmek için Orta Asya'daki yurdumuzdan kovduğu zaman... Attila'nın öyküsünü bilirsiniz. Ama bizimkini bilmezsiniz, beyler size anlatmamışlardır. Neyse, Attila'nın köleleriydik biz... Orta Asya'daki yurtlarımızı kaybettik. Tanrılarımızı kaybettik. Dilimiz Macarcadan başka her şeyimizi kaybettik..."
Macar yazarı G. Paloczy Horvath'ın elinizdeki kitabi bu satırlarla bağlıyor. Ve Macar toprak emekçisi açısından 1500 yılın tarihini, Macaristan köylü hareketleri tarihini anlatıyor. Beylerin zulüm düzenine karşı yüzyıllar boyunca birçok kez başkaldıran, ama her başkaldırısı yabancı orduların kanadı altında bastırılarak hunharca katledilen ve işkencelere uğrayan kahraman bir halkın öyküsü... Yazarın, Horti faşizminin karanlığında, yüzyılların biriktirdiği kaygılarla konuşan acili bir dili var. Ama, diri ve Macar emekçisinin 1500 yılını harmanlayan doludizgin bir anlatım...