“Niyetim, kitaplardan, filmlerden değil, doğrudan insanlardan öğrendiklerimi derleyip toplamak.
(…) Hoş, kitaplardan ve filmlerden öğrendiklerim olmasa insanlardan da pek bir şey öğrenemezdim!”
Şahsi bir ansiklopedi olabilir mi?
Varoluşun anlamına dair, insanın türlü türlü haline dair ama aynı zamanda başıboşluklara, tatlı neşelere, uyuyup uyanmaya dair maddeleriyle... İnsanın kendi hayatının, avuntularının, esasen de bilmezliklerinin ansiklopedisi.
“Bilmemeyi çoktan sahiplenmiş” birisinin, başkalarından neler neler öğrendiklerinin dökümünü yapan maddeleriyle… “Soluk almadan bilmeye” ayak direyen, mütereddit bir ansiklopedi.
Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin, sahiden dünyaya yeni gelmiş gibi halis ve saf, konuşuyor bir yandan… Bir yandan da, adeta mühendis aklıyla bir oyun oynuyor. Bir kenarda da aşk akıyor, “deneyime dayanmayan bilgelik” olarak.