Sosyal-siyasal bütünlüğün bir parçası olmak ya da olmamak Antikite’den bu yana belli başlı kavramların bu konumlara ve statülere atfedilmesiyle ifade buluyor. Grek toplumunun düşük değerli “insansoyu”nu (anthropos) polis düzenine katıp katmama dilemması ile Roma’da hiçbir yasa ile korunmayan yabanıl hayatın medeniyetçe kavranması meseleleri, aradan geçen binyıllara rağmen modernliğin de temel açmazı olarak güncelliğini koruyor. Politik söylemler ve politik eylemler için oluşturulmuş kamusal uzamın hepimizi eşit kılan ortamından mahrum kaldığımız, kendi hesabına bireyler olarak kabul edildiğimiz ama kendinde insan varlığı olarak kabul edilmediğimiz bir toplumdaki görünme biçimimizin, yani farklılıkların, kutsal bütünlüğü bozanların feda edilmesinin tarihi, talihsiz bir uygarlık tarihidir de aynı zamanda: Antik dünden Post-Westphalian bugüne dek.