Batı’daki “cinsel devrim” ve “eşcinselliğin ana politikalara yerleştirilmesi” süreci toplum sağlığı için risk oluşturmaktadır. Bu süreçte medya; gey ve lezbiyen yaşam tarzının tehlikelerine, gey ve lezbiyenlerin maruz kaldığı sağlık problemlerine geniş perspektiften dikkat çekmemiştir. Tıbbi otoriteler ise yüksek risk altındaki insanlara durumu her yönüyle sunmaktan aciz kalmaktadır. Dr. Joseph Nicolosi’nin yazdığı gibi: Çoğu tıp grubu eşcinsel gündemi benimsedi ve tıbbi ve psikolojik riskleri gösteren tüm bilimsel araştırmalara ve tıbbi kanıtlara rağmen bu yaşam tarzını savunuyor. Eşcinsel aktivizm ve politik doğruculuk, bilimi açıkça gölgede bırakıyor.
Bu süreçten en olumsuz etkilenen, eşcinsel ve biseksüel erkekler olurken bir yandan da cinsel yolla bulaşan hastalıkların artmasında en etkili topluluk haline gelmişlerdir. Eşcinsellerin yüksek risk içeren yaşam tarzının heteroseksüel çiftler ve lezbiyenlerce de uygulandığı görülmektedir.
Bu kitap, “gey,” lezbiyen veya biseksüel (GLB) kimliği benimsemenin doğasında bulunan ciddi somatik ve psikolojik sağlık tehlikeleri konusunda halkı -özellikle gençlerimizi ve ebeveynlerini- uyarmayı amaçlamaktadır. Kitapta eşcinsel yaşam tarzının hastalıklara davet çıkaran yüksek riskli cinsel uygulamaları tanımlanıyor. Gey, lezbiyen ve biseksüel toplulukta somatik hastalıkların ve psikolojik rahatsızlıkların orantısız derecede yüksek olduğuna şahitlik eden veriler bir araya getiriliyor. Transgender olgusuna dair bir araştırma da kitabın kapsamı içinde yer alıyor.
Kitapta yer alan 1800’e yakın bibliyografya notu; ABD’deki Hastalık Kontrol Merkezleri, tıp otoriteleri, sağlık çalışanları, meslek birlikleri, seçkin araştırma dergileri, LGBT savunucuları ile LGBT sağlık sözcüleri ve medya haberlerine dayanıyor.