Bu toplumun 90’lı ve 2000’li yıllarda yaşadığı şeyin adı “entelektüel suikast”tır. Bu toplumda akıl, uzun süren bir suikastın kurbanı olmuştur.
Bu toplum, ince bir bilinç terziliğinin, son derece hassas bir “sosyal nanoteknoloji”nin son ürünüdür. Bu topluma kaba şiddetin dışında son derece programlı ve sistematik bir ideolojik şiddet uygulanmıştır.
Kaba şiddetin etkisi kısa vadede ve geçici iken ideolojik şiddetin etkileri uzun dönemli ve çok daha kalıcıdır. Bugün gördüğünüz toplumsal, kültürel, sanatsal yapı, bu sistematik şiddetin doğrudan ürünleridir. Bu ideolojik müdahalenin girmediği hiçbir yer yoktur ve en şiddetli biçimde edebiyat ve felsefe alanında kendini göstermektedir.
Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme serisi, bu ideolojik şiddeti göstermeye çalışmaktadır.