Eğitimin krizi ile eğitime ilişkin bilgimizin (yani eğitim bilimlerinin) krizi arasında organik bağ kurulamadığı sürece ve ölçüde, eğitimin varolan durumunda olumlu ve kalıcı değişiklikler yapmak da mümkün olmayacaktır. Türkiye'de eğitim bilimleri, kendi üzerine düşünme ve kendine ilişkin bilgi üretme çabasını, diğer sosyal bilim dallarına göre daha az gösteren bir bilim dalıdır. Bu itiraz edilmesi güç saptama, "eğitim bilimleri felsefesi" konusunda yapılacak çalışmalara duyulan ihtiyacı da açıkça ortaya koymaktadır. Aksi takdirde, eğitim bilimciler toplumsal olarak gereksizleşeceklerinin ve bir eğitim fakültesinin küçük bir anabilim dalında "unutulmuş bir tanrının son rahipleri olarak anlamsız ayinleriyle vakit öldürmeye mahkûm olacaklarının" bilincinde olmalıdırlar.