Soğuk savaş sonrası uluslararası tehdit ve güvenlik algıları arasına terör, göç, çevre sorunları gibi yeni olgular dâhil olmuştur. Yeni güvenlik anlayışı içerisinde değerlendirilen bu konular arasındaki çevre sorunları tüm dünyayı etkileyebilecek bir sorundur. Ekolojik dengeni bozulması ile doğal kaynakların tükenmesi insanlar ve devletler açısından ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu yeni tür tehditlerin uluslararası sisteme girmesi ile beraber güvenlik anlayışı kapsamında “korunan nesnenin” ne olduğu sorusu tekrar gündeme gelmiştir. Post-human düşüncesinin gelişimi ile Yeşil Teori ’ye göre, korunan şeyin devlet mi ya da insan mı olduğu sorularına bir yenisi daha yani “korunan şey çevremi” sorusu eklenmiştir: Çevresel krizlerin çözümünde çevreyi merkeze alan çevresel güvenlik yaklaşımlarının daha başarılı olması beklenmektedir. Bu çalışmada, çevre bilincinin gelişmesine ek olarak, insanın doğadan ayrılmaz bir parçası olduğu savından yola çıkarak, daha pasifleşen devlet otoritesinin yanında, çevresel krizleri azaltma yönünde sivil toplum kuruluşlarıyla beraber çevresel güvenlik politikalarının oluşturulmasında önemli etkileri olduğu iddia edilmektedir.