Son yıllarda Türkiye bir zulümler arenasına dönüştürülerek korkunç bir çehre değişikliğine uğratıldı. Bu zulümleri kotaranların resmi iktidar kanadı da ona 'paralel' destek veren kanadı da Emevi dincisiydi. Akıl, dürüstlük ve aydınlığı nefes alamaz hale getiren bu dinci koalisyonun icraatı, temelde Allah ile aldatmaya dayandığı için koyu bir Emevi faşizmi sergilemiştir. On yılı aşkın süre bu Emevi faşizminin kahrı altında inleyen Türkiye'de İslam tarihini bilen herkes her gün birkaç Emevi icraatına tanık oldu. Bu tanıklık, elbette ki akla sürekli bir biçimde Ebu Zer'i getiriyordu. Çünkü Emevi zulmüne ilk fiili karşı çıkış ondan gelmiştir.
Bu arada, Türkiye'yi kasıp kavuran Emevi faşizmine büyük bir direniş başlamıştı: Dünyanın ve tarihin Gezi Eylemleri veya Özgürlük Direnişi diye andığı bu büyük eylem, hak mücadelesinin cesur ve mustarip öncüsü Ebu Zer'i gündeme iyice oturtmuştu.
Gezi Direnişi'nin, bu eserin son bölümünde bir fasıl yapılması, tarihin isteğidir.