Yanımda oturan babama bakıyorum korku dolu gözlerle.
Biliyorum, o da büyük bir korku içinde ama belli etmek istemiyor bana, kulağıma eğilip usulca,
-Korkuyor musun? diye sorar.
Sonra yanıtımı beklemeden,
-Korkma, korkma, diyor.
Ben bir şey söyleyemiyorum. Eh, rengim birazcık sararmış olmalı. Ama hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum, yandaki delikten dışarı bakıyorum. Evet, canavarın midesinde dışarıyı görmemize olanak veren küçük küçük delikler var ve bir tanesi de hemen benim yanımda. Canavarın daha hızlı, daha hızlı konuştuğunu böylece anlayabiliyorum.