“Enişte dönen bir şeydir. Karısının zemininde, kendisine yönelen bakışlara göre, bakışların etkisiyle, bakışlar nezdinde bir topaç gibi dönerken, birbirinden farklı görüntüler sergiler, farklı işaretler gönderir, farklı estetik duyumlara yol açar, farklı hisler uyandırır. (…) Enişte aile ortamının yanar döneridir.
(…) Mütemadiyen ölçülür, biçilir. Enişte, her daim alıcı gözlerin, mütecessis bakışların, duraksız temaşaların, tehlikeli nazarların, delici merakların hedefidir. Herkes perspektifine göre eniştede bir şeyleri merak eder. Enişte, içinde mahremi fokurdayan bir kazandırakrabaların algısında. Kimse enişteye kayıtsız kalamaz.”
Ahmet Tulgar
Enişte “müessesesi”ne, tıpkı bu müessesenin kendisi gibi “çok yönlü” bakışlar: Biraz sosyolojik ilgi, biraz popüler kültür analizi, yakın tarihten bir “millî enişte” örneği, ince gözlemler içeren denemeler, bol enişte “deneyimi” ve hatırası… Aile ilişkileri “formatına” göre kurulan toplumsal ilişkilere, aile kurumunun makamlarıyla tanımlanan “sosyal tiplere” dair bir küçük panorama, aynı zamanda. Veya, isterseniz, her biri nevi şahsına mahsus bir dizi enişte tipinin resmigeçidi.
Yine Mustafa Çiftci ile Tanıl Bora’nın derlediği Yengeler Cumhuriyeti’ne hısım bir kitap.
Emre Akdere, Cihan Aktaş, Tolga Arvas, İmdat Avşar, Tanıl Bora, Funda Şenol Cantek, Mustafa Çiftci, Kadir Dede, Rita Ender ve Jared Conrad-Bradshaw, Bağış Erten, Çağatay Hakan Gürkan, Giray Kemer, Metin Solmaz, Ahmet Tulgar, Taçlı Yazıcıoğlu’nun yazılarıyla…