Yüzyılın başında Çin dünyaya açıldı: kültür şoku, Doğu ile Batı’nın karşılaşması. Batı biliminin bütün önemli adları “Çin’in düşünen başkenti“ Pekin’de bulunuyordu. Arkeolojinin bu etkili döneminin yerini düzensizlik ve siyasi kaos aldı.
1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanından 1973 yılına dek Çin arkeolojisi bir belirsizlik ve gerileme dönemine girdi. Sonra beklenmedik bir gelişme yaşandı: Çin, hazinelerini bütün dünyaya açtı. Art arda uluslararası büyük sergiler gerçekleşti. Keşifler çoğaldı.
İlk imparator Shi Huangdi’nin ünlü ordusu bu yeni politikanın yüzü oldu. Sarı Irmaktan Mavi Irmağa, Kuzey’den Güney’e Çin’in bir ve çoğul, açık ve gizli, hükümdarlığa özgü ve sıradan kökenleri ortaya çıktı. Arkeolog ve sinolog Corinne Debaine-Francfort bizi kökenlerinden (M. Ö. yak. 6000 yıl) gücü ve ünü Roma İmparatorluğu’yla eş olan 3. yüzyıldaki Han İmparatorluğu’na dek ölümsüz Çin’in merkezinde bir yolculuğa çıkarıyor.