Din kültürü, değişik şekillerde de olsa her toplum tarafından ortaya konmuş ve zamanla geliştirilerek sosyal hayatın vaz geçilmez kutsal alanını oluşturmuştur. İnsanların ölümsüzlük özlemi ise “Öbür Dünya” mefhumunu doğurmuş ve bu mefhum da dinin en önemli rüknü olmuştur. Öbür dünyanın ödülü veya cezası insanları çok etkilemiş ve insanları dine bağımlı hale getirmiştir. Allah’ın emri olarak ortaya konan din kuralları, insanların yaşam şeklini etkileyen ibadetlere dönüşmüştür.
Din tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Din kültürü üretmemiş hiçbir toplum yoktur. Her toplumun dini vardır ve herkesin dini, kendine göre en iyisi ve en doğrusudur. Din uğruna kurbanlar kesilmiş ve hatta çocuklarını bile kurban olarak boğazlayıp Tanrıya sunma vahşeti gösterilmiştir. Aztek rahiplerinin piramitlerinin tepesinde, kurban edecekleri insanların göğsünü yarıp, yüreğini çıkararak, bir zafer coşkusuyla kendinden geçmiş çılgın topluluğa göstermesi, kurban seremonisinin en zalim tablolarından biridir.
Bu kitap insanlık tarihinin tüm dinlerini mercek altına alıyor. Benzerliklerini, farklarını ve kaynaklarını…