İnsan sağlığı ve insanların maruz kaldığı hastalıklar tarihin en eski devirlerinden günümüze kadar devam eden ve hiç değişmeyen önemli olgulardır. Tıp ve tababet ise teörisi ve pratiğiyle insanlık tarihi kadar eski bir bilim ve meslek dalının adıdır. Dolayısıyla da insan sağlığı ve hastalıklar sebep, tıp ve tababet ise sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeryüzünde kurulan bütün uygarlıklarda tıp ve tababet önemli bir yer işgal etmiştir. Bu meyanda Eski ve Antikçağlarda Mezopotamya, Mısır, Anadolu, İran, Orta Asya, Çin ve Hindistan coğrafyalarında tıp ve tababet bilimi ve çalışmaları önemli bir gelişme göstermiş ve bu birikimler daha sonra Erken ve Geç Ortaçağlara intikal ederek olgunlaşma düzeyine ulaşmıştır.
Bu uzun soluklu zaman diliminde eserleriyle tanınan onlarca hekim, yüzlerce sağlık çalışanı, hasta bakıcısı yetişmiş ve dur durak bilmeden geceli gündüzlü insanlara hizmet sunmaya çalışmışlardır. Aynı süre içerisinde devlet adamları tarafından onlarca sağlık kurumu inşa edilerek hastaların hizmetine sunulmuştur. İşte kaleme almış olduğumuz “Eskiçağlardan Ortaçağlara Doğuda ve Batıda Tıp ve Tababet” adlı bu eser, anılan çağlarda kurulan devlet ve uygarlıklardaki tıp ve tababetin bir nevi serüvenini okuyuculara sunmaktadır. Yazarın ve Arkeoloji ve Sanat Yayınevi mensuplarının, eserin zevkle okunması temennileriyle…