Yaşadığı bütün olumsuzlukların nedenini Kürt olmakla açıklayan, Kürt olduğu için yoksul, Kürt olduğu için çaresiz, Kürt olduğu için kimsesiz, Kürt olduğu için mülksüz, Kürt olduğu için işsiz, Kürt olduğu için yoksun, Kürt olduğu için ezilen, Kürt olduğu için eğitimsiz, Kürt olduğu için işsiz, Kürt olduğu için sürgün, Kürt olduğu için yersiz- yurtsuz, Kürt olduğu için devletsiz, Kürt olduğu için her türlü haktan mahrum... olduğunu hisseden kalabalıklar, tam da bu nedenle enformel piyasa ilişkilerine ve prekarizasyonun bütün çelişkilerine mahkum edilmektedir. Böyle düşündükleri için değil, böyle düşünmelerine neden olan ve içinde bulundukları maddi koşullar nedeniyle deneyimledikleri kimlik budur.”
Polat S. Alpman, “en alttakiler” olarak Kürt emekçilerin dünyasını anlatıyor bu kitapta. Onların yoğunlaştıkları İstanbul-Tarlabaşı’ndaki emek ve hayat pratiklerine bakıyor. Kürt madunların deneyiminde sınıf ve etnik kimlikle ilgili algıların nasıl bir ilişki içinde kurulduğunu inceliyor.
Emek süreçlerindeki tahakküm mekanizmalarının, prekarizasyonun en haşin örneklerini gözler önüne seren bir çalışma bu aynı zamanda. Tahakkümle birlikte, direniş mekanizmalarını da... Alpman, “Direnmenin gözle görülmeyen ve ezilenlerin bedenlerine, dillerine, duygu ve düşüncelerine sinmiş olan” yanlarına dikkat çekiyor.
Madun çalışmalarına özgün ve capcanlı bir katkı.