Troya, Prehistorik Dönem’de Kafkasya’dan Yakın Doğu’ya, Anadolu platosundan Avrupa’ya ticari ulaşımın birleşik noktasıydı. Görkemli yapıları ve eşsiz buluntularıyla Tunç Çağı’nın kültürel bir bileşkesiydi. Efsanelerin, hazinelerin ve arkeolojik ilklerin kenti Troya’nın taş, keramik, kemik, diş ve boynuz endüstrisi, aslında Troya’nın ilişkisi bugüne kadar kurulamamış tekstil ve dokuma kültürüyle olan bağlantısına işaret etmektedir. Bu kitapta, Troya’nın trajik öyküsü altında kalmış muazzam tekstil mirası etnoarkeolojik yöntemlerle yeniden canlandırılmaya, Troya’nın aynı zamanda bir tekstil merkezi olduğu arkeolojik bulgularıyla ortaya koyulmaya çalışılmıştır.