Bu kitap, Topkapı Sarayı’nı merkeze alarak İstanbul, Saray ve Evliya Çelebi hakkında geniş malûmât vermektedir. Topkapı Sarayı’nı anlatırken devrin kültürel anlayışı, mimarî zevki ve insana bakışını da ortaya koymaktadır. Bunu da tabiî ki Evliya Çelebi yazınca, bir başka yazar. O, bizde nesir geleneğinin çok zayıf olduğu bir dönemde yetişmiş bulunmasına rağmen, bu türün en güzel ve en gelişmiş örneğini ortaya koyabilmiştir. Dolayısıyla bu kitabın sadece Topkapı Sarayı’nın ve etrafının değil, Evliya Çelebi’nin de değerinin anlaşılmasına hizmet ettiği kanaatindeyiz. Evliya Çelebi, sadece bir seyyah değildir. Aynı zamanda tarihçi, coğrafyacı ve bir toplum analizcisidir. Burada da bize Topkapı Sarayı’nı anlatırken devrin genel zihniyeti hakkında bir fikir vermektedir. Evliya Çelebi burada İstanbul’un genel durumu hakkında da tarihe ehemmiyetli notlar düşer. İstanbul’un coğrafî yapısı, yaşayanların ihtiyaçlarının nasıl temin edildiği, bu ihtiyaçlar içinde de bilhassa temizliğe ne kadar önem verildiği görülmektedir. İstanbul’un fethinden itibaren verdiği bilgiler de, İstanbul tarihi yazacak olanlar için mühim bir kaynak teşkil etmektedir.