Destanlar; yiğitler, kahramanlar üzerine kurgulanır. Bu destan da Fırat için
Yiğitlik, erlik her kişioğluna verilmeyecek bir üstünlük…
Yiğitlik, erlik her kişioğlunun taşıyamayacağı bir orun…
Yiğitlik ve erlik, onu var edip yaşatacaklar için bir ayrıcalık…
Kimileri yiğit olarak, kahraman olarak doğar.
Yiğidim, ah yiğidim!
Fırat!
Dikkatleri daha çok üzerine çektiğini de biliyordu ama aldırmıyordu.
Her zaman söylediği söz vardı dilinde.
“Allah var, gam yok!”
20 Şubat 2015
Cuma…
Fırat gidiyor, ah!
Yiğit gidiyor…
Dağ gibi Fırat…
Dev gibi Fırat…
Bozkurt Fırat…
Yiğitler yiğidi Fırat…
Uzun boylu, yakışıklı, güler yüzlü, dost, arkadaş, Ülküdaş Fırat…
Beyza’nın Fırat’ı, Fırat…
O, anasının, babasının bir tanesi.
O, davasının eri…
O, Türkoğlu Türk bir çeri.
“Fırat Yılmaz Çakıroğlu, Ülkücü Şehitler Kervanı’na katıldı!”
Bir söz vardır ki kanıtlanmıştır.
Nerede bir Türk şehit olursa…
Tanrı Dağları titrermiş, yürek titremesinde…
Ve o yiğidin ruhunun gelmesini beklermiş o yana doğru…