İbn Rüşd’ün yapmak istediği bir bakıma felsefeye İslam dünyasında yeni bir itibar kazandırmak olmuştur. Tercümesi sunulan iki risalede de görüleceği gibi İbn Rüşd, felsefeyle dinin barışık olduğunu, çünkü ikisinin de hakka ve hakikata işaret ettiklerini vurgulamaktadır. Buna paralel olarak şeriatın insanlara hitap ediş tarzının ve insanların şeriatın verdiği bilgileri algılama şekillerinin değişik oldukları konusu üzerinde durarak bazı bilgi alanlarına ve bu arada felsefi meselelere bir ayrıcalık tanımaktadır. İbn Rüşd’ün bilgi ve anlayış sevilerini tenkit ettiği, hatta küçümsediği kelamcıların, özellikle Eşarilerin ve bu arada Gazali’nin fikirleri de elinizdeki kitapta sözkonusu edilmektedir.