Çernişevski’nin materyalist görüşlerinin en çarpıcı özelliği, bunların devrimci karakteridir. O, felsefe ile estetiği toplumun devrimci dönüşüm amaçlarıyla birleştirmiş, materyalizm ile idealizm arasındaki savaşın sosyo-politik, sınıfsal kaynaklarını görmüştür. Bu düzlemdeki yapıtlarında, nesnel dünyanın temel algılanma sorunları, insanın sanat gibi karmaşık etkinlik biçimleri ortaya konmakta ve çözümlenmektedir. Burada insanın sınırsız bilgisizliği mükemmel bir tarzda ifade edilirken, yanı sıra bilginin tarihsel koşullanmışlığı da gösterilir. Çernişevski, nesnel gerçeklik ile duyular ve bilinç arasındaki karşılıklı ilişkiye net bir diyalektik bakış açısı sergiler. Pratiklik kavramını, algının gerçeklik ölçütü olarak gösterir, idealistlerin insan bilincine doğaüstü, “tanrısal” bir güç atfetmelerini reddeder. “Çernişevski, gerçekten, 50’li yıllardan 88’e kadar bütüncül felsefi materyalizm düzeyinde kalmayı ve Yeni Kantçıların, Pozitivistlerin, Mahçıların ve diğer kafa karıştırıcıların sefil saçmalıklarını bir yana atmayı başarmış biricik büyük Rus yazarıdır.”
(V. İ. Lenin)