Bu olağanüstü kitap, patriyarkal vesayetle, doğal kaynakların kolonyal yağmasıyla, radikal grevlerle ve toplantılarla bağlantılı olan yeni şiddet ve mülksüzleştirme biçimlerinin karşısında, bir feminist enternasyonalin izini sürüyor, onu analiz ediyor ve çağrıda bulunuyor. Burada, sadece bir olay olarak değil, aynı zamanda hem kolektif hem de devam eden bir süreç olarak feminist grevin özenli ve heyecan verici bir muhasebesi bulunabilir. Gago için, grev her zaman hem geçmişi analiz eden hem de yeni bir gelecek ufkunu açan bir zamansallıklar vektörüne işaret ederek eylemi ve olayı aşar. ‘İğrenme jestleri’nden, kadınların bedenlerini tanımlamak ve aşağılamakla ile tehdit eden hane içi çitlemeyi terk etmeye duyulan aciliyetten doğan feminist grev; ‘kolektif zekânın yerleşik bir aygıtı’ olarak anlaşılabilecek genel meclisle bağlantılıdır. Rosa Luxenburg’un mirasını daha ileri taşıyarak, Veronica Gago, devrimin praksisini, neoliberalizmin, sömürgeci mülksüzleştirmenin ve kadınlara-translara-travestilere-güvencesiz çalışanlara ve yerli halka yöneltilen devlet terörünün patriyarkal biçimlerinin ardındaki finans eleştirisiyle ilişkilendirir. Kıtalar arası radikal düşünceyle işbirliği içinde çalışan Gago, bu kitapta anti faşist bir sol için bir çerçeve olarak feminist praksise dair en kapsamlı çapraz analizleri ve en etkili olayı sunuyor. Bedenlenmiş düşünce, duygulanım, eylem ve yeni bir kolektif potansiyel anlayışı olarak şekillenir. Gago’nun çağrıda bulunduğu aktivizm, halihazırda kendi mecrasında akmaya devam ediyor; ve bu kitap, işte o devrimci sürece ait.
Judith Butler