Husserl için fenomenoloji bütün bilimlerin temelidir. Husserl, “Mevcut felsefelerden ya da onların kritiğinden değil, fenomenlerden hareket etmelidir”, “Fenomenlere, şeylere dönmeli” çağrısını yaparken, felsefenin kendine özgü alanına işaret etmiştir. Artık felsefe eski sistemleri, onların kritiğini ya da herhangi bir bilime yönelmeyi bırakarak, fenomenler alanına dönecektir.
Felsefe, psikoloji ve mantık için bu temel olma, doğrudan doğruyadır. Fenomenolojinin temel olması öteki bilimler için dolaylıdır; çünkü her bilimin bir nesne alanı vardır. Her nesne alanını ise bir öz ontolojisi karşılar. Böyle bir ontoloji bütün bilimlerin temelidir; çünkü her empirik bilimin en son ve teorik temeli öz ontolojisidir. Örneğin, doğa alanı için bütün doğa bilimlerinin köklerinin bulunduğu bir doğa-öz-ontolojisi vardır. Aynı şey bütün bilimler için geçerlidir.
Felsefe tarihinde yeni ontolojinin kurucusu kabul edilen Nicolai Hartmann, Husserl’den bir adım daha öteye giderek fenomonolojiye yepyeni bir pencere açmıştır. Bir dönem çalışmalarını Hartmann ile birlikte sürdüren Takiyettin Mengüşoğu’nun bu kitabı, Türkiye’de fenomenoloji hakkında yazılmış ilk ve en kapsamlı eser olma özelliğini taşımaktadır.