“Ah, Sermet ne kadar haklıydı... Bütün hayat böyle mutlu bir aşkın yanında neydi? O hâlde bunu kaçırmamak, bunu devam ettirebilmek için bütün hayat feda olunmaz mıydı?
Bir gün bu aşkın öldüğünü, yaralı, gücenik ve düşman eden derin bir kırgınlıkla girdaplar açtığını görmemek için... Sonsuza dek, sonsuza dek mutlu olmak için...
Bu artık ruhlarında tahammül kuvveti tükenmiş aşkın yarınlarında ikisi de ayrı birer tarafta olmamak için böyle severken, beraber, dudak dudağa olmaktan başka ne çare vardı?”