Dünya tarihinin en büyük mühendislik harikalarından biri olan Mısır piramitleri, yüzyıllar boyunca insanlığı büyüleyen ve düşündüren bir gizemle örtülüdür. Bu yapılar kadim Mısır’ın evrenle kurduğu derin bağlantıyı ve kozmik bilgelik anlayışını somutlaştıran birer semboldür. Bu kitap, Mısır piramitlerinin gökyüzündeki en parlak yıldızlardan biri olan Sirius ile olan esrarengiz bağlantısını inceleyerek, firavunların bu ilahi yapıları inşa ederken sahip oldukları kozmik bilgiyi ve evrensel anlayışı gün ışığına çıkarmayı amaçlamaktadır.
Antik Mısır’da Sirius, Nil Nehri’nin taşma zamanını belirleyen bir rehber, tarım döngüsünün başladığını müjdeleyen bir kozmik işaretçi ve tanrıça İsis ile özdeşleştirilen ilahi bir semboldü. Firavunlar, Sirius’un gökyüzünde belirdiği anı, Osiris’in ruhunun gökyüzüne yükselişi ve ölümden sonra yeniden dirilişi olarak yorumluyorlardı. Bu nedenle, piramitlerin Sirius’a hizalanması firavunların ölümden sonra ruhlarının bu kutsal yıldızla birleşeceğine olan inançlarının bir yansımasıdır.