Florence Nightingale, günü gününe yazdığı yazılar ve mektuplar ile kendisine sorduğu sorulara yanıt ararken, dünya hemşirelerinin ve konuya ilgi duyanların da sorularına yanıtlar vermiştir. İstanbul’a gelmeden önce neler yapıyordu ve yaşıyordu? Neden İstanbul’a gelmek istemişti? Neden bu gelişi gerçekleştirmek için uzun ve zahmetli uğraşlara girmişti? Ailesi ve yakın çevresi bu isteğine nasıl bakıyorlardı? Göreve başladığı zaman neler yaşamıştı? İletişimde ne tür güçlüklerle karşılaşmıştı? Kendisini destekleyen ve engel olanlarla nasıl bir süreç yaşamıştı?
Florence Nightingale bunların yaşanacağını hissetmişçesine her gününü kayıt altına almış ve bu kayıtlarını mektupları ile ölümsüzleştirmiştir.
İşin ilginç yanı Nightingale’nin zihnini meşgul eden soruların, İngiltere’de iyi bir işi varken ve bu konularda iyi bir eğitim almışken başlamasıdır. Sorularına ilk yanıtı babasının onu yetiştiriş tarzında bulmuştur. Kendi tanımıyla babası ona yapacağı işlerde önder olabileceğini hissettirmiştir. Ailesi, mesleki yaşamı konusunda destek verirken, herhalde Kırım Savaşı ya da İstanbul’u düşünmemişlerdi. Ancak yetiştirdikleri kızlarının farklı düşüncelerini de engellememişler hatta Mai Teyzesi İstanbul’a gelip uzunca bir süre kalarak ona destek olmuş, bilgi paylaşımları ile onu güçlendirmiştir.
Florence Nightingale, neden İstanbul’a geldi ve bu mektupları yazdı?