Doğup gelişmeye başladığı on dokuzuncu yüzyıldan günümüze kadar fotoğrafın kadrajına giren pek çok temel duygudan/deneyimden biri de acı ve çiledir. Bazen belge bazen manipülasyon arası bazen de kült görsel niteliği taşıyan fotoğraf, acıyı, çileyi, üzüntüyü, dehşeti, korkuyu bir görüntü haline getirerek izleyicinin önüne sunar. Bu görüntüler, üretildikleri ilk andan itibaren sayısız anlam katmanıyla kaplanmaya başlar, Hatta öyle ki zaman zaman o ilk anın anlamı, önemi, amacı görünmez olur.
Fotoğraf Belleğinde Acının Tasviri, bu anlam katmanlarından yola çıkarak fotoğrafçı, fotoğrafladığı olay ve izleyici(ler) arasında çeşitlenerek çoğalan “okumalara” odaklanıyor. Post-mortem fotoğraflardan Irak Savaşı’na kadar akla gelebilecek her tür acı ve çile fotoğraflarının farklı toplumlarda kazandığı farklı anlamları ve “ikonik statüleri” değerlendiriyor. “Pazarlama çağı” olarak anılan 1980’li yılların sonunu ve 1990’lı yılları da gözeten kitapta pazarlama ve reklam dünyasının “acının ikonik görüntülerine” nasıl el attığı anlatılıyor.
Akademisyen ve fotoğrafçı Sebla Selin Ok’un yazdığı Fotoğraf Belleğinde Acının Tasviri, acının ve çilenin fotografik tasvirleri konusunda seçilen kült örnekler üzerinden konuyu ele alıyor. Fotoğraf kuramcılarının görüşlerine olduğu kadar karşı görüşlere de yer verilen kitapta “fotoğraf”, “acı”, “ikon” kavramlarının birleştiği ve ayrıştığı hususlara değiniliyor, yeni çözümlemelere ışık tutuyor. Böylece okurun fotoğraflarla karşılaştığında öznel düşüncelerini alternatif bakış açılarıyla harmanlayarak nesnel ancak özgün bir yoruma ulaşmasını sağlayacak ipuçlarını veriyor.