Osmanlı İmparatorluğu’nu bir Batı devleti olarak tanımlar bazı tarihçiler.
Asırlarca ‘batıya’ doğru sürmüş bir hareketten de söz açılır.
Karlofça Antlaşmasından sonra bu ‘batıya akışın’ adeta niteliği ve amacı değişir. Sıkıntıları bugün de devam eden bir dizi siyasal, ekonomik, sosyo-kültürel arayışlar,
krizler baş gösterir.
Batıyı daha yakından tanımak hatta kendini tanıtmak için adımlar atılır. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, 7 Ekim 1720 tarihinde, İstanbul’dan bir akşam vakti gemi ile Fransa’ya doğru çıktığı seyahat ve bu süreçte yazdıkları bu sebepten dolayı çok değerlidir.
1720’lerde Fransa nasıldı? O dönemde Fransa’da yaşayan insanlar, şehirler, limanlar, törenler… Nehirler, su kanalları, köprüler, kemerler… Güzel sanatlarla inşa edilmiş değişik yapılar… Fransız halkının çok büyük bir merakla ülkelerine gelen Türkleri görmek için büyük kalabalıklarla, coşkulu bir halde nehir kenarlarında, yollarda, saraylarda toplanmaları… Görüntüler, sesler ve renkler arasında bir kültürel şehrayin.
Doğu ile Batı arasında bir bakışma metnidir Fransa Sefâretnâmesi.
Hiç bitmeyen Batı maceramızın önemli eşiklerinden birisidir.