Siyasal düşünceler, dönemlerinin siyasal yapılarıyla, olaylarıyla, mücadeleleriyle doğrudan bağlantılıdır. Bu kitap, Fransız Devrim’inin öne çıkan, tartışılan halk-ulus egemenliği, insan hakları, düşünce özgürlüğü, kadınların durumu, kölecilik, dinsel yapı, cumhuriyet, savaş gibi temaları ve bu süre içinde yaşanan feodalizme son verilmesi, XVI. Louis’nin kaçışı ve yakalanması, krallığın düşüşü, Jakoben iktidarın yapılanması, bu iktidara karşı çeşitli muhalefet hareketlerinin biçimlenmesi, Devrimci Yönetim ile terörün uygulanması gibi olayları, gelişmeleri ele alıp inceleyor. Bu temaları ve olayları da, sınıfsal ilişkileri göz ardı etmemekle birlikte özellikle siyasal iktidar mücadeleleri bağlamı içine yerleştirip bu çerçevede dönemin aktörlerinin bunlarla ilgili dile getirdikleri düşüncelerine ağırlık veriyor.
Basın özgürlüğü ya bütüncül ve tanımlanmaz olmalıdır ya da yoktur… Kısacası, ya sınırsız basın özgürlüğünü kabul etmek ya da tüm özgürlüklerden vazgeçmek gerekir.”
-Maximilien Robespierre.
“Hiç kimse, en radikal düşünceleri için bile rahatsız edilmemelidir. Kadının darağacına çıkma hakkı vardır; aynı şekilde, yasayla kurulmuş kamusal düzene eylemleriyle zarar vermediği sürece Meclis kürsüsüne de çıkma hakkı olmalıdır.”
-Olympe de Gouges.
“Hoşgörüyü salık vermeye gelmiyorum. En sınırsız din özgürlüğü benim gözümde öylesine kutsal bir haktır ki, hoşgörü sözcüğü, kim tarafından dile getirilirse getirilsin, bana bir bakıma despotik olarak görünür; çünkü hoşgörü yetkisi olan bir otorite düşünce özgürlüğünü ihlal edebilir; hoşgörü gösterebileceği gibi göstermeyebilir de.”
-Mirabeau Kontu.
“Düşüncelerin iletişimini köstekleyerek engellemek, insanların insan olmalarını önlemek ve onları ilkel yaratıklar sınıfı içine hapsetmektir. Böyle bir davranışı uygulayanlar sadece tiranlardır.”
-Jean-Paul Marat.
“Bir insanı bir tür tanrı haline getiren ve yasaların güçlü olmasını onun varlığına bağlayan şu saçma sapan hurafeye körü körüne inanıldığı o eski zamanlarda yaşamıyoruz artık.”
-Condorcet Markisi