Bulduk Ata geldiğinde erkeler Turak'ın öğrettiği gibi onu diz vurarak selamladılar, doğrulmaları için izin vermesini beklediler. Kızlar ise ayakta durup sadece başlarını eğdiler. Bulduk Ata, çocukların hepsini görebileceği bir kayanın üzerine oturdu. Uzaktan tanıdığı, adlarını bildiği ama ilk defa konuşacağı yüzleri teker teker, sıra ile gözden geçirdi. Bulduk Ata gecikmeden söze başladı. Gün batmadan sözünü tamamlayabilmek istiyordu. ''Bugün size atalarımızın büyük göçünü anlatacağım22 dedi çocukların tümünün işitebileceği bir sesle. ''Bilin. Öğrenin ve sizden sonrakilere bir kelimesini bile eksiltmeden, bir kelime dahi katmadan anlatın. Anlatın ki unutulmasın. Zaman geçse de herkes öğrensin. Bu ayak bastığınız yer sadece toprak değildir. Bu oturduğumuz kaya sadece taş değildir. Şu uçan sadece taş değildir. Gölgesinde oturduğumuz sadece ağaç değildir. Her şey görünür ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Anlatacaklarım uzun zaman öncesine ait gerçeklerdir.