Devam edemeyenler, aşkı bedel ödemek sayanlar, basamağa damlayan kanlar, ölü balık gibi bakanlar, iyiler, kötü ve çirkinler, nişan alanlar, hep bir ağızdan haykıranlar, Medusa başları ve aç kalan İsalar.
Fuat Sevimay, yeni öykü kitabı Gör Bağır ile tamir edilmeyi bekleyen bir makinenin parçalarını gösteriyor bize. Aramızdakileri değil, doğrudan bizi, hem de lafı eğip bükmeden anlatmayı yeğliyor. Bir duygu ortaklığı kuruyor yabancı saydıklarımızla aramızda.
“Neşeli günlerdik her şeye rağmen. Millet Corona’dan takır takır kırılıyor, dükkânlar, iş yerleri hepten kapalı, turuncu kafa Amerikan yavşağı her gün bir laf yumurtluyor ama olsun. Biz dalgamızda dümenimizdeyiz. Tipi kayıklar mahallede Allah’ın günü bangır bangır bağırıyor. Döviz almış başını gidiyor, cep delik cepken delik, işsiziz ve yarınımız belirsiz ama olsun. İnceden inceye muhabbetimize bakıyoruz. Bizim mahalleden sahile indiğimiz köşede FEB Bankası var ya hani, tabelası yanarken bütün gece ışık ışık ve hani ben güzeller güzeli Emel’e sırılsıklam âşık.”