Evliya Çelebi, Seyahatnâme'sinin dördüncü cildinde, Osmanlı Devleti'nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde gezip dolaşır, dost meclislerinde bulunur, ziyafetlere konar, savaşlara katılır, tehlikelere atılır, bazen de tatlı canını zor kurtarır. Özellikle gezdiği bölgelerin yerleşik kavimlerini, inançlarını, âdetlerini, yiyecek ve içeceklerini başka bir kaynakta bulamayacağımız kadar ayrıntılı olarak anlatır.Bu ciltte, ilk uğradığı şehir Malatya'dır. daha sonra Diyarbakır'a geçip bu tarihî şehirden uzun uzun bahseder. Bitlis'e geçen Evliyâ Çelebi, hayran kaldığı Bitlis Hanı Abdâl Han'ı zamanının en bilge kişisi olarak bizlere tanıtır, Bitlis Beyliği'ni, dolayısıyla o tarihlerde yurtluk ve ocaklık olarak hüküm süren doğudaki diğer beylikleri, Bitlis Hanı'yla yapılan savaşı ve yeni han seçilmesini anlatır.Doğu'da Van ve çevresi, Azerbaycan, Rumiye, Dümbüli, Tebriz, Isfahan, Nihavend, Hemedan, Kazvin, Kum, Kâşân, Rey, güneyde Bağdat, Basra, Kûfe, Hile, Necef, Şehrezul, Erbil, Akra, İmâdiye, Cizre, Kerkük, Musul, Tikrit, Ninova, Mardin, Hasankeyf, şehirlerini gezip dolaşır, buralarda yaşayan yerli halkın inanç, âdet, gelenek ve göreneklerini birinci kaynak olarak aktarır. Seyahatnâme serisinin belki de en renkli cildi bu olsa gerek. Hem çok yerler gezip görür, hem çok savaşlara katılır, hem de inanılması güç maceralar yaşar. Verdiği bilgiler, doğunun demografik yapısı hakkında tarihçiler için bulunmaz bir kaynaktır. Bölge insanlarının gelenek, görenek ve inanışlarıyla ilgili gözleme dayalı olarak yazdığı şeyleri, başka bir kaynakta bulmak zordur.