Bazen “gün uzar yüzyıl olur”. Bir güne kaç hatıra, kaç deneyim, kaç hikâye sığdırılabilir? Söz konusu olan uzun bir yolculuksa, sayısız... Yeri doldurulamaz bir geçmişi paylaştığı dostunun cenazesini taşıyan Yedigey’in yolculuğu, bütünüyle hayatı soruşturan bir yolculuk olacaktır elbette. Uzak hatıralardan söylencelere, acılı ölümlerden basit mutluluklara, maddi yoksulluklardan manevi zenginliklere, geçmişin özünde ve kıyılarında dolaştıran bir yolculuk…
Cengiz Aytmatov bu romanında, insanın en zayıf ve en güçlü, en özgür ve en bağımlı, en çok seven ve en kolay vazgeçen yanlarını derin ve çarpıcı bir dille anlatırken tıpkı bir madalyonun diğer yüzünü çevirir gibi içimizdeki “öteki”yi gözler önüne seriyor.