Aşk hüznü taşırken dağarcığında, aşkı yaşadığını düşünenler için her şarkı güzel her şiir anlamlı her renk büyülü ve her yol kutsaldır. Umut ve tutkuyla beslenen sevgi, en sıradan anları bile kutsanmış birer şölene çevirebilme gücüne sahiptir yüreklerde. Peki ya sonra? Hayatın can sıkan gerçeklerinin üzerine serilen tozpembe örtüyü aralayıp baktığımızda gün yüzüne çıkanlar rahatsız etmeyecek mi bizleri?
Kızılay’a bağlanan tüm sokakları merkeze alarak, Ankara ve Ankara’yı içine alan kadim coğrafyada yaşayan bireylerin içinden geçtiği olaylar manzumesi tatlı ve kekremsi yanlarıyla hayat buluyor sayfalarda. Gökleri üleşen betonlaşmanın hüküm sürdüğü şehirde kardelenlerin, güvercinlerin, uçurtmaların peşine takılanların; bu dünyada yaşanması mümkün olan güzellikleri, iyilikleri, renklilikleri çoğaltmayı dert edinenlerin; maddenin, görselin, tüketimin ölesiye kutsandığı çağa inat; mananın, muhtevanın, paylaşımın yanında saf tutanların yaşam öyküleri yazarımız Ali Bektaş’ın özgün anlatımıyla “Gün Yüzü” romanından sesleniyor okurlarına.