Marc Augé’den hayat ile ölümün, düş ile gerçeğin, unutuş ile hatırlamanın sınırlarını muğlaklaştıran kısa anlatılar.
Ölüm döşeğindeyken bir anlığına komadan çıkıp kadim dostuna telefonda son bir kez hoşça kal diyen bir adam; bir zamanlar delicesine sevdiği kadını bulmak için sürekli hastaneden kaçan bir amnezi hastası; ölümünü ve cenaze törenini gazetenin ölüm ilanlarından öğrenen bir profesör...
Gündüz ve Gece Düşleri, insanın en gizemli kuyusu olan bilincin derinliklerine edebiyatla ışık tutuyor.