Asıl mesleği gazetecilik olan Barbaros Baykara’nın ismini yaşatan en önemli yönü romancı kimliğidir. O, mesleği gereği dönemin toplumsal, siyasi ve ekonomik olaylarına birinci elden tanıklık eder. İlk romanı Grev Kazanı’yla (1970) başlayan süreç yazarın romancı kimliğini de ortaya koyar. Türkiye tarihinde 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971’de yapılan askeri müdahaleler gerek sosyal gerekse siyasi hayatın gidişatını değiştirir. Grev Kazanı bu dönemde toplumsal mesaj barındıran tezli bir roman olarak ortaya çıkar ve Baykara’nın bütün romanları benzer çizgide ilerler. Romanlarının tamamında konuyu Türkiye yakın tarihine damga vurmuş askeri, siyasi veya toplumsal olaylardan seçer. Baykara’nın en çok kullandığı roman karakteri ismi Kemal’dir. Baykara’nın Mustafa Kemal Atatürk’e olan hayranlığı ve onun ideolojilerine olan bağlılığı romanlarına yansır. Romanlardaki bütün Kemaller ulusal devlet yapısının korunması taraftarı, cumhuriyetçi, Atatürkçü, devletçi ve milliyetçi bir çizgidedir. Ulusal yapıdaki bozulmaların Türkiye’yi güçsüzleştireceği, insanların eğitimle bilinçleneceği, adaletin sağlanmasıyla ülkenin kalkınacağı tezlerini savunur. Yazar hakkında müstakil bir çalış bulunmamaktadır. Bu kitapla Baykara’nın yaşamı ve romancı kimliği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Barbaros Baykara, düştüğü “amansız hastalık” nedeniyle 31 Mart 1976’da henüz 43 yaşında hayata gözlerini yumduğunda geride altısı roman yedi eser bırakır.