Ayhan, Zafer’i arıyor. Issızlığın Ortasında romanının ertesindeyiz. İskenderun gibi büyülü bir şehirde. Ayhan, yine hatırlıyor, intiharı düşünüyor, arkadaşını soruyor. Gece, günbegün koyulaşıyor.
Devrime inananlar ve inanır gibi görünenler. Parayı konuşanlar, mağluplar ve debelenenler. Nemli gözlü kadınlar, türlü hoyratlıklar, hayatın bitmez tükenmez pisliği...
Mehmet Eroğlu, devrimcilerin büyük romanını anlatmayı sürdürüyor. Kaderini, memleketin kaderiyle bir gören, hayatını ancak ve sadece kurtarıcılıkla anlamlandıran devrimciler...
Geç Kalmış Ölü, 1985 yılında Madaralı Ödülü’nü ve Orhan Kemal Armağanı’nı kazanan bir roman.
Geç Kalmış Ölü
Sonun başlangıcı! Bu basmakalıp, ama trajik olmaya özenmiş benzetmeye sessizce gülüyorum. Trajik olmak; eski huyum. Yine de her şeyin bir başlangıcı ve sonu olmalı. Sonun başlangıcı, Ankara’dan ayrılmam. Sonun sonu ise, bu sabaha karşı, saat beşte, İskenderun’da bu otel odasında noktalanacak...