Bugünü yaşayabilmek ne güzeldir kim bilir. Bu en çok da geçmişi yaşamaktan kurtulamayanların derin bir ”ah” çekişidir. Başkalarının çocukluk anıları daha bir anlamlı gelir benim gibilere. Onların giydiği gömlek daha ütülü, içtiği çorba daha lezzetli, sürdüğü bisiklet daha havalıdır sanki. Bizimkilerse, boşlukların arasına serpiştirilen öylesine bir şeylerle doludur. Peki, o boşlukları da doldurabilmek mümkün müdür? Sanırım bunun en kestirme yolu, geçmişime yabancı olmaktı. Anılarımda gezinirken, bazı yaşanmışlıklara biraz da yaşanmamışlık katmaktı. Bu yüzden bu kitap ”keşke”lerin değil, ”neden olmasın ki”lerin kitabı.
Gizem Bingöl, Geçmişin Yabancısı’nda, yalnız olma hissine rağmen hayata sımsıkı tutunmak isteyen kahramanından beslenerek, sizleri alışık olmadığınız sürükleyici bir maceraya davet ediyor.