Zamana ve mekana aidiyeti içinde dilin bireyselleşmesi yoluyla hayat ancak şeylerin birbiriyle ilişkisi içinde, yani yaşantı ilişkilerinden hareketle anlaşılır. Edebi estetik yaratma ve anlam süreci içinde, yeniden kurgulanmış yaşantılar sayesinde belirsizin dünyası, varoluşun imkânları insanlığın önünde açılır. Böylece kişi, kelimelere değil, varlığın ta kendisine nüfuz eder.
Edebiyat bu oluşu, varlığı yaşamak, temaşa etmek için bir araçtır. Dünyayı algılama ve bilme tarzlarımızın değişmesine göre pek çok kez değişime uğrayan edebi formlar, tarzlar, diller ve üsluplar bu yaşantıların içeriği, özü hakkında birtakım hakikatleri sezdirirler. Kişi gerçekliğin hem şimdi ve buradaki hem de öncesiz ve sonrasız bir zamandaki sabit imgelerine, motiflerine, biçimlerine bu sayede temas eder.
İşte Genel Edebiyat Bilimi estetik ve poetik boyutları ihmal etmeden bütün bu edebî yaratma ve anlama süreçlerine nüfuz etmek üzere zamanın bilimsel ve teknik ruhuna uygun olarak teşekkül etmiş bir çalışma alanıdır. Üslup ve metin çözümlemelerinden edebiyat estetiğine, edebiyat biliminin temel problemlerinden edebiyat akımlarına ve kuramlarına, tarihsel gelişimi içinde diğer disiplinlerle olan ilişkilere ve Doğu'nun ve Batı'nın klasikleri ile ulusal edebiyatların birbirleri üzerindeki etkileşimlerine kadar edebiyat hakkında genel bilgileri içeren bu son derece toparlayıcı ve yetkin çalışmasıyla Gürsel Aytaç, dil ve anlatılarda vücut bulan kurgusal gerçekliğin arka planına dair görüş ve tartışmaları okuyucunun dikkatine sunuyor.