Toplumumuz yüzyıllardır, gericilik girdabından kurtulma ve modernleşme, çağdaşlaşma sancıları çekiyor. Yurtdışı işçi göçü, bu olguya ayrı bir boyut getirdi. Köyünden çıkıp Avrupa`nın göbeğine düşen Türk insanının acı tatlı, gülünç ya da korkunç hatta ürkü verici deneyimleri, gericilikle ilericilik arasında yaşayan iniş ve çıkışlara, ilginç örnekler oluşturdu. Özellikle göç kurbanı çocuklar ve gençler, uyum sorunları yüzünden çok acı çektiler. Örneğin, yüzkızartıcı bekâret kontroluyla sona eren masum gönül ilişkileri, küpe takan, saç uzatan delikanlıların toplum dışına itilmesi, kızlara zorla yaptırılan evlilikler, toplum içinde tutunabilme, insan katarına katılabilme çabaları yüzünden yaşanan bunalımlar. Ve daha neler neler!..
Uyum sorunlarıyla kuşatılmış, Ortaokul ve Liseli Gençlerle yapılan röportajlara ve yaşamda süregelen Gerçek Olaylara dayanılarak oluşturulan bu öyküleri okurken çok şaşıracaksınız. Zaman zaman yüreğiniz burkulacak ya da gülmekten kendinizi alamayacaksınız. Öykülerde her ne kadar Almancı denilen yurttaşlarımızın başından geçenler anlatılıyorsa da onların yaşadıkları, toplumumuzun doğası gereği, halen pek çok kişi tarafından yaşanmakta. Bu yüzden kitabı okurken, bazı serüvenlerin içinde kendinizi bulacak ya da pek çok tanıdık kişi ve olayla yüz yüze geleceksini.