Gnostiklerin ilk Hıristiyan sapkınlar olmak bir yana, her dönem İsa'nın orjinal öğretilerine Resmi Kilise'den çok daha sadık ve yakın olduklarını bir kez daha hatırlamak gerekir. İlle de birilerini 'İlk Hristiyan Sapkınlar' olarak tanımlamak istiyorsak eğer gözlerimizi 325 yılında İznik Konsülünü kuran psikoposlara çevirmeliyiz. Bu konsül anaakım Hristiyanlığı yaratarak ve yerleşikleştirerek aslında insanların zihnini ve beynini 2000 yıl ipotek altına alan bir canavar yaratmıştır.Dünyanın ihtiyacı olan şey anaakım Hıristiyanlığın nefret dolu ve dogmatik öğretisi değil, bu kitapta anlatmaya çalıştığımız türden bir bilgeliktir. Bu bilgeliği imamların, hahamların ve rahiplerin söylemlerinde bulmamız mümkün değildir. Onların söylemleri bugüne kadar varolan şiddeti, nefreti ve bağnazlığı arttırmaktan öte bir fayda sağlamamıştır. Bilgeliği özümüzde derinleşerek yakalayabiliriz. Gnostsizm her zaman üzerinde yaşadığımız maddi dünyanın bizim gerçek yurdumuz olduğu fikrini reddetmiş ve gerçek özgürleşmenin özümüzde olduğunu savunmuştur: İçinizdeki ışığı yakın. Kendi eşiğinizde durun ve kapınızı çalın, düz bir yolda yürür gibi kendi üzerinizde yürüyün. Eğer yürümekten vazgeçmez ve yolu dümdüz takip ederseniz sizin için artık sapkınlık gibi bir tehlike yoktur.